6 Temmuz 2012 Cuma





Figen Karaaslan 

Değişime Direnmek

Değişim, mevcut halin, olduğundan farklı bir hale dönüşmesi demektir. Diğer bir deyişle değişim, transformasyondur. Bu dönüşüm kendiliğinden, iç dinamiklerin etkisiyle ya da dış etkenlerin müdahalesiyle olabilir.



Kişisel Değişim

İnsanların içsel öz kaynaklarını kullanarak kendilerini değiştirmesidir. Değişim insan için doğal bir olgudur ve belirli ihtiyaçların daha iyi karşılanması için ortaya çıkar.

Değişim, yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan, yaşamın içinde akıp giderken değişim de onun peşinden gidecektir. Hayat, bizden bir şeyleri alıp götürürken; yerine hep yenilerini koyacaktır. Bir şey ‘gitmeden’ ve bitmeden yerine yeni bir şey gelemiyor. Bu yüzden sadece “gidenleri” değil gelenleri de görebilmeli insan…

Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni, şeyler söylemek lazım.

(Mevlana)

Hayatın Olasılıklarına ve Değişime Açık Olmak

Tek bir yaratıma ve seçeneğe bağımlı kalmadan, anda beklentisiz kalmak. Geleceğe ve getireceklerine güvenerek şimdiye ve olan’a teslim olmak... İnsan, kafasında çok büyük bir istekle bir şey yarattığında kendini bir kişi, bir olay vb. ile sınırlandırır. Böylece Tanrı’nın ilahi planlarıyla, kendi yaşamına girebilecek güzel olasılıklara kendini kapatmış olur. Aslında daha çok ego odaklı olan, kendimizce “iyi” gördüğümüz tek bir olasılığa saplanıp yaşamı yanılsama sonuçların üzerine kuruyor olabiliriz. Bu yüzden olayları “iyi ya da “kötü” diye kendi içimizde yargılamadan, kendi dışımızda tutarak yani onları dışarıdan gözlemleyerek olayın içine girmeden ve onu içselleştirmeden, deneyimlerin içinden geçip gidebilmeliyiz.

Eski ve kendi kendini baltalayıcı davranışları tekrarlamak yerine bu davranışları göstermek üzere olduğunuz her seferinde, eskisinden daha farklı ve daha bilgece bir seçim yapmak faydalı olacaktır. Bunu yaptığınızda, eski davranışın enerjisi değişimden geçecek ve sizin için olumlu bir kişisel güce dönüşecektir.

Yaşadığınız her durumun içindeki büyüme ve gelişme fırsatını görmek ve kendi sorumluluğunu almak, diğer insanları da değişime yönlendirmenin en iyi yoludur.

Kuranı Kerim; “Bir kavim özünde olanı değiştirmedikçe, Allah da onların halini değiştirmez.” der. (Ra’d 11)

Hayat, yaşama can veren su gibidir. Ve hayat su gibi akıp gider. İnsan, düşüncelerini ve yaşamını kalıplara koymamalıdır. Çünkü düşüncelere konulan her kalıp, hayatı da sınırlandıracaktır.

Değişim İçin Bir Olumlama

“Seçenekler sonsuzdur ve benim gücüm de… Sınırlarımı her an geliştirmeye hazırım. Hayatın yeni mesajlarına kendimi açarak, gerektiğinde değişme esnekliğini gösteririm.”

Hayatımızın her döneminde, o zamanın enerjisine uygun olarak hayatımızdan bazı şeyler çıkıp gider. Bazı şeylerin değişiminin, bizim seçimimiz olmadığını düşünsek bile şu an yaşamımızdaki kimi şeyler değişiyor ve hayatımızdan çıkıp gidiyor. Bu giden şeyler büyük olasılıkla, eskiden beri bizimle olan ama artık enerjisel ve içsel görüş olarak bizi desteklemeyen şeylerdir.

Alıştığımız, bıraktığımızda kendimizi pek güvende hissetmeyeceğimiz şeyler de, yaşamlarımızdan ansızın çıkıp gider. Bunlar tutunduğumuz ilişkilerimiz; severek çalışmadığımız ancak, kendimizi mecbur hissettiğimiz işimiz, kalıplaşmış düşünce ve inançlarımız olabilir. Her ne sebeple olursa olsun bıraktığımız ya da bizim isteğimiz dışında bizi bırakan şeylerden boşalan yerler şu anki yolumuzda, şu anki bilincimizle ve farkındalığımızla; Tanrı’nın ve evrensel güçlerin de desteğiyle bize daha uygun ve yaşam yolumuza daha çok hizmet edecek şekilde dolacaktır. Tanrının ilahi planı her zaman bizim için işliyor. Bize sadece, her şeyin daha iyi olacağına koşulsuz olarak inanmak ve sabretmek düşüyor. Hayatımızdan bir şeylerin çıktığı, yaşamsal boşluklarımızın oluştuğu bu dönemlere “geçiş dönemi” deriz. Bu dönemler aslında insan yaşamının önemli zamanlarıdır ve bu dönemlere özel bir önem vermeliyiz.

Geçiş Dönemlerinden Geçmek

Eskiyi bırakmak ile yeniyi başlatmak arasında bir karmaşa ve boşluk dönemi yaşanır. İnsanlar genelde bu dönemde kendilerini kaybolmuş hisseder ve o kaybolmuşluğu, bir şeyin yanlış olduğunu gösteren başka bir işaret olarak yorumlar. Oysa bu sadece, tarafsız bölgenin verimli kaosuna girmiş olduklarını gösteren bir işarettir.

(William Bridges)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Farkındalığınızı Artıracak 5 Kişisel Gelişim Kitabı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? – İlber Ortaylı “Kendimi geliştirmek istiyoru...