2 Ekim 2015 Cuma

Kişilik ve Ego Arsındaki Fark Nedir?


Kişilik Maskesi (Persona): Antik Roma tiyatrosunda, oyuncularpersona denilen maskeler takıyorlardı. İngilizce’ deki person (kişi-kişilik-karakter) kelimesi o çağlardan geliyor, taktığı maske oyuncunun tiyatrodaki kişiliğidir, asıl kişiliği (öz benliği) değildir!

Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün!   
Her türlü kişilik sahtedir, iyi maske taksan da kötü maske taksan da maskenin arkasına gizlenmiş olan kişilik sahtedir. Esas olan ve gerçek olan sadece senin öz benliğindir (üç yaşına kadar olan halindir), sonradan edinilen iyi-kötü her türlü kişilik sahtedir.(Bak C4.2- EGO ve Öz Benlik

Bilinç ve kişilik (yani öz bilinç ve öz kişilik) gelişiminin önünde bize öğretilen (giydirilen) diğer kişilikler engeldir, yalnızca size giydirilen kişiliğe tutunup kalırsanız ne bilincinizi ne de kişiliğinizi geliştirebilirsiniz! Bu nedenle, çocuklarınızın çevreden görerek giydiği veya sizin giydirdiğiniz kişilik elbisesinin-maskesinin sahte olduğunu ve elbiseyi-maskeyi üzerinden nasıl çıkarabileceğini anne-baba olarak sizin öğretmeniz gerekir.
                                                                                               
Dünyada şu anda uygulanan eğitim sistemindeki temel eksiklik de budur: çocuklar-gençler-yetişkinler giydikleri kişilik elbisesinin-maskesinin sahte olduğunu, bu elbiseyi niçin ve nasıl çıkarabileceklerini bilmiyorlar. 

Bize ücretsiz olarak dağıtılan kişilik elbisesi ve maskesi kimin işine yarıyor biliyor musunuz? Bizi yönetenlerin, ülkemizi yönetenlerin, dünyayı yönetenlerin işine yarıyor, bu sayede hepimizi-ülkemizi-dünyayı çok kolay ve istedikleri şekilde yönetebiliyorlar. Maskeyi neden ve nasıl çıkarmanız gerektiğini öğrenmek için; KENDİNİ TANI bağlantısını tıklayınız.

Mükemmellik, abartı, mübala ve felaketlere odaklanmak gelişmeyi engeller.   
Çocuklarınızı dış dünyanın tehlikelerinden korumak için başından ayağına kadar zırh giydirmeyin! Zırh içinde çocuk nasıl gelişebilir? Aksine içinde rahat hareket edebilmesi (kendi kendisini geliştirebilmesi) için, mümkün olduğu kadar geniş ve çıkarması kolay elbise (şalvar) giydirin. 

Eğer zırh giydirmiş iseniz, bu zırhın size ait olduğunu ve bu zırhı (hatıra olarak saklanan eski gelinlik gibi) size de annenizin hediye ettiğini söyleyin, zırhı kendisinin niçin ve nasıl çıkarması gerektiğini öğretin!

DDY KİTABI; C4.2- EGO: Kişilik küremizi oluşturan ikinci boyutu EGO olarak adlandırabiliriz. EGO = ID + Ego + Süper Ego katmanlarından oluşmaktadır. 

ID (identification): Ego boyutumuzun temelini (iç katmanını) ID oluşturur.  ID, alt kimlik veya alt benlikveya ilkel benlik olarak adlandırılabilir. ID doğuşumuzdan itibaren var olan ve kalıtsal olarak oluşan ilkel benliğimizdir, içimizdeki doyumsuz hayvandır (hayvansal kimliğimizdir). ID, kendisini yalnızca ihtiyaçlara göre ayarlayan, eleştiri kabul etmeyen, içgüdüsel ve durdurulamayan yanımızdır. ID’ye verilebilecek en iyi örnek cinsellik-saldırganlık gibi arzular ve kin-öç alma gibi duygulardır. Bu yönü ağır basan birey vicdan olgusundan yoksundur.
Resimde çocuk anne ve babası ile değil,
onlara ait maske ile iletişim halinde!
Bu nedenle maskeli olarak yetişiyor...


Ego ben onurludur, ego gururludur, ego bilinci tutsak kılar. 
Ego: Ego, benlik veya bencilik olarak adlandırılabilir. Ego diğer insanlara kendimizi sevdirmek-kabul ettirmek-üstün göstermek amacıyla görünür kişiliğimizi saklamak için kullanılan bir çeşit maskedir. Kişinin kendine güveni (öz güveni) arttıkça bu maskeye olan ihtiyacı azalır. Maskeden tamamen kurtulmak için kişinin her türlü zayıflığı (zaafı) ile yüzleşip mücadele etmesi ve güçlü kişilik (öz kişilik)oluşturması gereklidir. Bu maske sanıldığı gibi zamanla değil, kişinin kendi çabasıyla (içsel yolculuk yaparak) yok edilebilir. Milliyetçilik, bizcilik, ailesine aşırı tutkunluk ve fanatik taraftarlık da egodur. (Bu konuyuKişisel Özellikler ve Kişilik Yönetimi başlığı altında daha ayrıntılı olarak irdeleyeceğiz: KİŞİLİK BİLİNCİ GELİŞTİRME bağlantısını tıklayarak ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.) 
                                                                            
Süper Ego: Süper ego kendi oluşturduğumuz öz benlikveya üst benlik veya vicdan olarak adlandırılabilir. Süper ego kural ve değerler bütünlüğü içinde insana yön veren ego katmandır. Bu bölüme vicdan da denilebilir. Bu bölüm daha çok emir ve yasaklara göre bir yol belirler. İyi ya da kötüyü birbirinden ayırmaya başladığımız süreçlerde gelişir ve olgunlaşır. Ata-anne-baba-çevre-okul-din ve geleneklerden öğrendiklerimizi zaman içinde içselleştirerek kendi öz değer ve öz saygımızı oluşturabiliriz. 

Bir ben var benden de içeri. 
Bir bebeğin henüz dış dünyadan olumlu-olumsuz ve iyi-kötü hiçbir şey öğrenmeye başlamadan önce (üç yaşlarına kadar) sahip olduğu en saf-temiz ve suçsuz kişiliğini öz benlik olarak adlandırabiliriz. 
                                                                      
Ego, ID ve süper ego arasında dengeleyici görev yapar. Ego’nun temel görevi kişisel güvenlik sağlamak ve ID’nin bazı isteklerine izin vermektir. Süper ego baba figürünün ve kültürel adetlerin içselleştirilmiş bir sembolüdür. Süper ego ID’nin gereksinim ve arzularıyla çatışma halindedir. Süper ego ID’ ye karşı saldırgandır ve tabuları ayakta tutar. ID ilkel benliktir ve süper ego ile sürekli çatışma halindedir. Ego ise ara bulucudur.

Ego’ nun olumlu yönüne kaba bir örnek verelim; ID: Sıçmak istiyorum der, SÜPER EGO: Oğlum ilkelsin işte, milletin içinde sıçılır mı? der,  ID: Milletin içinde de sıçarım der, EGO: Bütün millet bana bakıyor sokağın ortasında bir çöküp bir kalkıyorum, ikinize de kıyamıyorum, gelin bir tuvalete gidelim de ikinizin de gönlü olsun... diyerek bu içsel çatışmayı bitirir.

Bu arada, sözde doğal yaşamı koruyanların hobi (oyuncak) olarak beslediği-koruduğu kedi ve köpeklerin insanların yaşam alanlarını (modern şehirleri-caddeleri-evleri ve yapay parkları) pisletmesini, yani uygarlığın içine edişini hep birlikte gözlüyoruz! Eskiden açık hava sineması gibi açık hava tuvaletleri vardı: İnsan ve hayvan dışkıları kendiliğinden gübreye dönüşerek bitkileri besliyordu! Doğanın döngüsü-evrimi-gelişimi otomatik olarak (kendiliğinden) devam ediyordu! Şimdi şehirde yaşamak zorunda bırakılan hayvanların suçu ne? Temel ihtiyaçlarını görecek yer-gömecek toprak bulamıyorlar! 

İnsanoğlu farkında olarak veya olmayarak kendi yarattığı pislikleri, kendi yaşamını sürdürebilmek için kendi elleriyle temizlemek zorunda kalacaktır! (Bak EK7.E- İnek ve Kedi Hikâyesi) Çünkü doğanın bu pislikleri kendi yararına dönüştürme dengesi de insanoğlunun kendisi tarafından bozulmaktadır! 

İnsanoğlu tarafından tasarlanan-üretilen-yapılan bütün yapay şeylerin, kendisini ve doğayı olumsuz yönde etkileyen bir yan etkisi mutlaka vardır veya zaman içinde olduğu görülecektir! Çünkü insanoğlu bulunduğu ormanın içinde ağaçları keserken ormanın alev alev yandığını ve alevlerin hızla kendisine doğru yaklaştığını fark edemiyor! Ancak, alevler kendi bedenine sıçradığı zaman fark edecektir: Ormanın yok oluşunu, ormanı yaratan veya ormanın önemini ve değerini bilenler (ormana bir bütün olarak dışarıdan bakabilenler) fark edebilir!Ormanı yakararak veya keserek yok eden de insanın kişilik katmanları arasına gizlenmiş olan bireysel çıkarcılık (bencilik) özelliği, yani kendi egosu değil mi!

Şimdi de kişilik ile ego arasındaki farkı ve benzerliği göstermek için, size bazı örnek sorular soracağım:                                                                                                                                            
İnsan karşısındakini mutlu ettiğinde onun sevindiğini görmek için mi, yoksa bu mutluluk kendi başarısı olduğu için mi haz duyar? 
İnsan Allah’a layık bir kul olabilmek için mi, yoksa cennete gitmek için mi ibadet eder?
İnsan diğerinin gereksinimi olduğu için mi, yoksa ne kadar iyi bir insan olduğunu göstermek için mi yardım eder? 
İnsan öğretmek için mi, yoksa bilgisini gözler önüne sermek için mi bilgi verir?

Yukarıdaki örnek sorulardan anlaşılacağı gibi, kişilik ile ego arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. Freud’un buzdağı örneğinde suyun üstünde olarak gösterdiği kişiliği ben kendi oluşturduğumuz öz kişilik olarak ve içsel yolculuk yaparak (kişisel gelişimimizi tamamlayarak) geliştirdiğimiz öz kişiliğimizi ise gelişmiş kişilik olarak tanımladım. 

Freud’un sanal olduğu için (zihnimizde böyle fiziksel bir alan bulunmadığı için) buz dağı örneğinde göstermediği karakteri, ben kişiliğimizin (kişisel özelliklerin) oluşmasına direkt etkisi olduğu için, üçüncü kişilik boyutu olarak irdeleyeceğim...

Konunun devamını ve öncesini DOYA DOYA YAŞAMAK bağlantısını tıklayarak okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Farkındalığınızı Artıracak 5 Kişisel Gelişim Kitabı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? – İlber Ortaylı “Kendimi geliştirmek istiyoru...