11 Eylül 2014 Perşembe

Endişe Göreceli Bir Durumdur

Bir dinleyicisi Einstein’dan, zamanın göreceliği kavramını, kolay bir şekilde anlatmasını istemiş.
O da şu cevabı vermiş:
''Güzel bir kızla yan yana oturduğunda, bir saat, sana bir dakika gibi gelirken, sıcak bir sobanın üzerinde bir dakika oturman, sana bir saat gibi gelecektir. İşte budur, zamanın göreceli olması!''
Endişe, zihnimizin tehdit alarmıdır.
Ve o da, aynen zaman gibi, göreceli bir durumdur.
Endişe, kişiye, zamana, koşullara göre değişim gösterir.
Aşırı endişeli birisi için, güzel bir kızla bir dakika yan yana oturmanın verdiği tedirginlik, sıcak sobanın vereceği rahatsızlıkla yarışır.
Aynı insan, tehdit algısına, çeşitli zamanlarda farklı tepkiler verebilir.
Okul gösterilerinin yıldızı olan birisi, zamanla arkadaş sohbetlerinde bile söz almaktan kaçınmaya başlayabilir.
Evinde son derece rahat olan bir kişi, sokağa çıktığında büyük endişe yaşayabilir.
Aynı tehdit unsuru, farklı insanlarda farklı endişe tepkilerine yol açabilir.
İstanbul depremi, kimi insan için çoktan unutulmuş bir anıyken; kimi insanı hala sabahlara kadar uyanık tutabilen bir tehdit olmaya devam etmektedir.
Yamaç paraşütü düşüncesi bile bir insanı endişeye sürüklerken, bir başka insanın en sevdiği eğlence aktivitesi olabilir.
Endişenin derecesi, kişinin tehdidi nasıl algıladığına ve ne şekilde tepki verdiğine bağlıdır.
Bir iş görüşmesine gitmek, önemli bir sunum yapmak, sevgiliyle ilk buluşma gibi durumlar, hemen herkeste endişe yaratabilir.
Bu durum, normal ve gereklidir.
Yararlı bir endişedir.
Bizi harekete geçirir.
İş görüşmesine, sunuma veya buluşmaya odaklanmamızı ve gerekenleri yerine getirmemizi sağlar.
Kaygısız birisi, kolaylıkla sorumsuzluğun ve özensizliğin kollarına düşecektir.
Her ne kadar modern çalışma hayatında, hep sakin, serinkanlı ve ''cool'' görünmemiz, bir zorunlu özellik gibi dayatılıyor olsa da, tamamen endişesiz yaşamak, hayatın doğasına terstir.
Bunu beklemeyin!
Endişenizin mesajına kulak verin!
Sizi daha iyi olmaya yönlendiren, yararlı bir endişe mi?
Eğer öyleyse, ondan yararlanın!
Endişeden endişelenmek ise, zararlıdır.
Yararlı bir endişenin, zararlı bir endişeye dönüşmesinde, genetik yapımız kadar, hayata dair bilgilerimizin eksik ya da yanlış olması, beklentilerimizin gerçeklikten kopması gibi faktörler rol oynayabilir.
Bu faktörlerin hepsi, çeşitli derecelerde düzeltilebilir.
Endişe bozukluğu, daha gelişmiş ve özgüvenli birisi olma yolculuğunu başlatmanıza neden olabilir.
Düzenli günlükler tutmak, endişenizi neyin tetiklediğini, herhangi bir zaman dilimiyle ilişkili olup olmadığını, size ne tür mesajlar verdiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Doç. Dr. Şafak Nakajima

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Farkındalığınızı Artıracak 5 Kişisel Gelişim Kitabı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? – İlber Ortaylı “Kendimi geliştirmek istiyoru...