HAYATTAN NE İSTİYOR SUNUZ?
Hayatta eğer ne istediğinizi bilmiyorsanız, sizin yerinize karar verecek ve ne yapmanız gerektiğini söyleyecek birini kolayca bulabilirsiniz. Hatta arayıp bulmanıza bile gerek kalmadan, çevrenizdeki kişilerin, sizin, kendi kararlarınızı verme gücüne sahip olmadığınızı fark eder etmez, daha o an adınıza karar vermeye başlayacaklarına hiç kuşkunuz olmasın. İstediğiniz bu mu? Size ait olan bir hayatı başkaları mı yönetsin, karar versin ve size sadece o kararlara uyma rolü mü kalsın? Evet, istediğim böyle bir yaşam, benim adıma yaşamımı kurgulasınlar, ben de sadece rolümü oynayayım diyorsanız, elbette saygı duyarım.
Yok hayır! Bu benim yaşamım ve her saniyesini kendi özgür irademle şekillendirmek istiyorum diyorsanız; lütfen yazıyı okumaya devam edin.
Hayatta kendi kararlarınızı verebilmeniz, öncellikle ne istediğinizi biliyor olmanız ve kendinize hedef koymanızla mümkün.
Hedeflerini belirlemiş insanlar gözlerini kapattıkları zaman nasıl bir hayat yaşayacaklarını,nelere ulaşacaklarını açık ve net olarak bilen insanlardır. Hedef belirlemek görünmezi görünür hale getirip, hayat yolunu netleştirmektir. Hedefini belirleyen insanlar yaşama karşı zamanı ve fırsatları doğru değerlendirmeyi, esnek bakış açısıyla alternatif çözüm yollarını keşfetmeyi de öğrenirler.
Hedefsizlik ise yaşamla hiç bitmeyen bir kavgaya tutuşmak gibidir. Siz hayattan ne istediğinizi bilmediğiniz sürece, hayatta da size ne sunacağını bilemez. Karşınıza çıkan fırsatları göremediğiniz için hep şansınıza kırgın, kaderinize küs yaşarsınız. Hedef koymanın tersi daima problemlere odaklanmak ve gözlerinizi kapattığınız zaman sadece karanlığı algılamaktır. Kişiler bu durumda sürekli yolunda gitmeyen şeylere odaklanır ve suçlunun kim olduğunu, problemin geçmişini ve sonuçlarını düşünürken farkında olmadan bu problem labirenti içinde kedilerini kaybederler.
Hedef koymak sizi probleme odaklı yaşamaktan çekip çıkartır ve çözüm odaklı düşünmeye yönlendirir. ‘’ Nerede yanlış yaptım?’’ demek yerine kendinize ‘’Bundan sonra ne yapmak istiyorum?’’ sorusunu sormanızı ve böylece geçmişe takılıp kalmadan ileriye doğru adım atmanızı sağlar.
Eğer hayatınıza yeni hedefler koymaya ve bunları gerçekleştirmeye karar verdiyseniz, bu kararınızdan önce hayatınızı bir kez gözden geçirmenizi öneririm. Bu güne dek neler yaptınız, nelerin uğruna çaba sarf ettiniz, hangi hedefleri gerçekleştirdiniz ve hangilerinde yolun bir yerinde tıkanıp vazgeçtiniz? Gerçekleştirdiğiniz hedeflerle, vazgeçtikleriniz arasındaki fark neydi?
Burada asıl soru şu ki, vazgeçilen, gerçekleştirilemeyen hedefler sizin gerçek hedeflerimiz miydi? Ağzımızdan çıkan her hedef cümlesi gerçek hedefimiz midir?
Hedeflerimizin çıkış noktası ve onu besleyen ana kaynak, kişinin sahip olduğu değerleridir. Tüm hedefleri değerlerimiz üretir ve güçlendirir. Sahip olduğunuz değerler mesela; sevgi, saygı,dürüstlük, sağlık, eğlence, özgürlük, aile bağları, dostluk vb. olabilir. Koyduğunuz hedef içinizdeki bu değerlerle örtüştüğü zaman sizin için hedef çaba göstermeye değer hale gelir. Değerlerinizi gözden geçirip, ne olduklarını bilince kendinize daha gerçekçi hedefler koyar ve değerlerinizle bu hedefi beslersiniz. Bir anlamda hedefinizi gerçeğe dönüştürme yolunda değerlerinizle motive olursunuz.
Koyduğunuz hedefi gerçekleştirme yolunda etkili olan diğer bir unsur ise hedefe karşı duyduğunuz tutkudur. Hayalle gerçek arasındaki bağdır tutkularımız. Eğer hayallerinizi hedefe dönüştürdükten sonra tutku bağını kullanmazsanız hedefi değerlerinizle besliyor olsanız bile sonuca giderken yarı yolda kalmanız olasıdır. Tutku size aynı zamanda yapabilme gücü ve isteği verir. Hedef yolunda yapacağınız zorlu mücadelelere dayanma gücünü, hedefi gerçekleştirmek için içinizde duyduğunuz güçlü istek, yani tutkunuz sağlayacaktır.
Son olarak hedef yolunda ihtiyacınız olan şey ise esnek düşünme biçiminizdir. İki ağaç düşünün; birinin esneme yeteneği diğerine göre daha fazla olsun. Bir fırtına sonrasında esneklik yeteneği olan ve sert rüzgarın yönünde eğilerek kendini koruyan ağaç mı ayakta kalır, yoksa esneme yeteneği olmayan ağaç mı? Fırtına sonrası esnekliği olmayan ağacın muhtemelen dallarından bir çoğu kırılacak ya da daha da kötüsü ağaç kökünden sökülerek parçalanacaktır. Esnek düşünme yeteneğini kazanmak insana çıkmaz yollar karşısında, alternatif çözümler üretme becerisi kazandırır. Hedefe giden yolu yüksek tepelerden, çoklu bakış açısıyla görebilmeyi ve içinizdeki yapabilme gücünüzü her gün farklı bir yönünü açığa çıkartma kabiliyetini geliştirme fırsatı sağlar.
Hedefle gerçek arasındaki bağın, tutkuyla istemek ve azimle çalışmak olduğunu çarpıcı bir öyküyle anlatan ve çoğumuzun keyifle okuduğu Martı kitabının yazarı Richard Bach’ın söylediği gibi; Bir hayata başladığımızda her birimize bir blok mermer verilir, onu ya el değmemiş durumda arkamızdan sürükleriz, ya parçalar, çakıl gibi dökeriz ya da görkemli bir heykel yaparız.
Sevgiyle kalın.
Dr. Füsun UYSAL
Hayatta eğer ne istediğinizi bilmiyorsanız, sizin yerinize karar verecek ve ne yapmanız gerektiğini söyleyecek birini kolayca bulabilirsiniz. Hatta arayıp bulmanıza bile gerek kalmadan, çevrenizdeki kişilerin, sizin, kendi kararlarınızı verme gücüne sahip olmadığınızı fark eder etmez, daha o an adınıza karar vermeye başlayacaklarına hiç kuşkunuz olmasın. İstediğiniz bu mu? Size ait olan bir hayatı başkaları mı yönetsin, karar versin ve size sadece o kararlara uyma rolü mü kalsın? Evet, istediğim böyle bir yaşam, benim adıma yaşamımı kurgulasınlar, ben de sadece rolümü oynayayım diyorsanız, elbette saygı duyarım.
Yok hayır! Bu benim yaşamım ve her saniyesini kendi özgür irademle şekillendirmek istiyorum diyorsanız; lütfen yazıyı okumaya devam edin.
Hayatta kendi kararlarınızı verebilmeniz, öncellikle ne istediğinizi biliyor olmanız ve kendinize hedef koymanızla mümkün.
Hedeflerini belirlemiş insanlar gözlerini kapattıkları zaman nasıl bir hayat yaşayacaklarını,nelere ulaşacaklarını açık ve net olarak bilen insanlardır. Hedef belirlemek görünmezi görünür hale getirip, hayat yolunu netleştirmektir. Hedefini belirleyen insanlar yaşama karşı zamanı ve fırsatları doğru değerlendirmeyi, esnek bakış açısıyla alternatif çözüm yollarını keşfetmeyi de öğrenirler.
Hedefsizlik ise yaşamla hiç bitmeyen bir kavgaya tutuşmak gibidir. Siz hayattan ne istediğinizi bilmediğiniz sürece, hayatta da size ne sunacağını bilemez. Karşınıza çıkan fırsatları göremediğiniz için hep şansınıza kırgın, kaderinize küs yaşarsınız. Hedef koymanın tersi daima problemlere odaklanmak ve gözlerinizi kapattığınız zaman sadece karanlığı algılamaktır. Kişiler bu durumda sürekli yolunda gitmeyen şeylere odaklanır ve suçlunun kim olduğunu, problemin geçmişini ve sonuçlarını düşünürken farkında olmadan bu problem labirenti içinde kedilerini kaybederler.
Hedef koymak sizi probleme odaklı yaşamaktan çekip çıkartır ve çözüm odaklı düşünmeye yönlendirir. ‘’ Nerede yanlış yaptım?’’ demek yerine kendinize ‘’Bundan sonra ne yapmak istiyorum?’’ sorusunu sormanızı ve böylece geçmişe takılıp kalmadan ileriye doğru adım atmanızı sağlar.
Eğer hayatınıza yeni hedefler koymaya ve bunları gerçekleştirmeye karar verdiyseniz, bu kararınızdan önce hayatınızı bir kez gözden geçirmenizi öneririm. Bu güne dek neler yaptınız, nelerin uğruna çaba sarf ettiniz, hangi hedefleri gerçekleştirdiniz ve hangilerinde yolun bir yerinde tıkanıp vazgeçtiniz? Gerçekleştirdiğiniz hedeflerle, vazgeçtikleriniz arasındaki fark neydi?
Burada asıl soru şu ki, vazgeçilen, gerçekleştirilemeyen hedefler sizin gerçek hedeflerimiz miydi? Ağzımızdan çıkan her hedef cümlesi gerçek hedefimiz midir?
Hedeflerimizin çıkış noktası ve onu besleyen ana kaynak, kişinin sahip olduğu değerleridir. Tüm hedefleri değerlerimiz üretir ve güçlendirir. Sahip olduğunuz değerler mesela; sevgi, saygı,dürüstlük, sağlık, eğlence, özgürlük, aile bağları, dostluk vb. olabilir. Koyduğunuz hedef içinizdeki bu değerlerle örtüştüğü zaman sizin için hedef çaba göstermeye değer hale gelir. Değerlerinizi gözden geçirip, ne olduklarını bilince kendinize daha gerçekçi hedefler koyar ve değerlerinizle bu hedefi beslersiniz. Bir anlamda hedefinizi gerçeğe dönüştürme yolunda değerlerinizle motive olursunuz.
Koyduğunuz hedefi gerçekleştirme yolunda etkili olan diğer bir unsur ise hedefe karşı duyduğunuz tutkudur. Hayalle gerçek arasındaki bağdır tutkularımız. Eğer hayallerinizi hedefe dönüştürdükten sonra tutku bağını kullanmazsanız hedefi değerlerinizle besliyor olsanız bile sonuca giderken yarı yolda kalmanız olasıdır. Tutku size aynı zamanda yapabilme gücü ve isteği verir. Hedef yolunda yapacağınız zorlu mücadelelere dayanma gücünü, hedefi gerçekleştirmek için içinizde duyduğunuz güçlü istek, yani tutkunuz sağlayacaktır.
Son olarak hedef yolunda ihtiyacınız olan şey ise esnek düşünme biçiminizdir. İki ağaç düşünün; birinin esneme yeteneği diğerine göre daha fazla olsun. Bir fırtına sonrasında esneklik yeteneği olan ve sert rüzgarın yönünde eğilerek kendini koruyan ağaç mı ayakta kalır, yoksa esneme yeteneği olmayan ağaç mı? Fırtına sonrası esnekliği olmayan ağacın muhtemelen dallarından bir çoğu kırılacak ya da daha da kötüsü ağaç kökünden sökülerek parçalanacaktır. Esnek düşünme yeteneğini kazanmak insana çıkmaz yollar karşısında, alternatif çözümler üretme becerisi kazandırır. Hedefe giden yolu yüksek tepelerden, çoklu bakış açısıyla görebilmeyi ve içinizdeki yapabilme gücünüzü her gün farklı bir yönünü açığa çıkartma kabiliyetini geliştirme fırsatı sağlar.
Hedefle gerçek arasındaki bağın, tutkuyla istemek ve azimle çalışmak olduğunu çarpıcı bir öyküyle anlatan ve çoğumuzun keyifle okuduğu Martı kitabının yazarı Richard Bach’ın söylediği gibi; Bir hayata başladığımızda her birimize bir blok mermer verilir, onu ya el değmemiş durumda arkamızdan sürükleriz, ya parçalar, çakıl gibi dökeriz ya da görkemli bir heykel yaparız.
Sevgiyle kalın.
Dr. Füsun UYSAL

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder