21 Ağustos 2013 Çarşamba

GERİ BİLİDİRİM / Yaşanmış Bir Hikaye
By Dr. Füsun UYSAL

Yaptığı ameliyatların başarısıyla ünlü  Beyin - Omurilik Cerrahı'nın çalıştığı hastanedeki ofisine gelen hasta, kollarına girmiş iki kişiden aldığı destekle zar zor yürüyebilmekte ve çektiği ağrının büyüklüğü  kapıdan girer girmez yüzünden okunmaktadır.
Doktor hastayı muayene eder ve tanı olarak bel fıtığı düşündüğünü söyler, kesin tanı için gereken tetkikleri ister. Hastanın gelen tetkik sonuçları da doktorun tanısını doğrulamaktadır. Doktor, hastaya en kısa zamanda ameliyat olması gerektiğini söyler. Ancak kendisinin ameliyat için sıra bekleyen uzun bir hasta listesi olduğunu,  hastaya, kendisine ameliyat olmak için  sıra bekleyerek  zaman kaybetmemesi açısından  başka bir cerrah arkadaşına yönlendirebileceğini anlatır. Ne var ki, hasta bu öneriyi kesinlikle kabul etmez.

          Bunun üzerine doktor, ertesi gün yapacağı ameliyat listesine şöyle bir göz atar. Yapacağı ameliyatların süresi mesai saatinin tamamını doldurmaktadır. Üstelik, listede yer alan hastaların hepsi de uzun zamandır sırada beklemekte olup, muhtemelen hiç biri ameliyat sırasını bir başka hastaya vermek istemeyecektir. Hastanın ameliyatı için, zaman sorununu nasıl çözebilirim diye düşünen cerrahın bu arada gözü, masasının üzerindeki takvim sayfasına kayar. Sayfaya bakar bakmaz derin bir iç çeker. Çünkü, ertesi günkü tarihin üzerine kırmızı kalemle yıldız işareti yapılmış ve yanına da kısa bir not düşülmüştür.

'' Saat 18’de oğlumun okul toplantısı''

          Doktor kısa süreli bir ikilem yaşasa da, oğlunun toplantısı için bir çözüm yolu bulabileceğini düşünüp, karşısında ağrıdan kıvranan hastasının onun yardımına daha çok ihtiyacı olduğuna karar verir. ''Tamam'' der hastasına. ''Yarın mesai süremi sizin için uzatıp, ameliyatınızı yapacağım.''

          Hastadan herhangi bir memnuniyet yanıtı gelmez. Sadece ameliyatının detaylarını sorar. Doktor bu durumu, hastanın o an için sadece çektiği acıya odaklanmış olmasına bağlar ve üzerinde durmaz. Ameliyatıyla ilgili tüm detayları anlatarak,  hastaneye yatış işlemlerini başlatır.

         Ertesi gün cerrah, tahmininden daha uzun süren zorlu bir operasyonla hastanın ameliyatını başarıyla tamamlar. Hastası, ameliyat sırasında verilen anestezinin etkisinden çıkıp, rahatlayana kadar hastaneden ayrılmaz. Gecenin ilerlemiş saatinde o gün yaptığı son  ameliyatın, bedeninde bıraktığı  yorgunluğu hissedemeyeceği kadar huzurlu bir ruh haliyle evine döner.

         Sabah, bir önceki gün ameliyat yaptığı hastalarını sırasıyla ziyaret eder. Sıra en son ameliyat ettiği hastasına gelir. ''Bu gün nasılsınız? '' der doktor. Hasta ''Ameliyat yerim acıyor.'' diye yanıt verir. Doktor, hastasını ayağa kaldırır ve tek başına yürümesini ister. Hasta odanın içinde rahatlıkla bir kaç adım atar ve ardından yine ameliyat yerindeki acı hissinden yakınır. Doktor, hastaya '' Bu acının ameliyat öncesindeki gibi, bel ve bacağına yayılıp yayılmadığını'' sorar. Hasta ''Hayır'' cevabını verir. Doktor ''Ameliyat yerindeki acının, hastanın kaza ile parmağını kestiği zaman duyduğu acı gibi olduğunu, bunun on gün içinde azalarak geçeceğini'' söyler. Hastaya dikkat etmesi gereken durumları açıklayarak, on gün sonra kontrole gelmek üzere , bir kaç saat içinde hastaneden taburcu olabileceğini söyler.

         Hastadan herhangi bir memnuniyet yanıtı gelmez. Doktor bu durumu, hastanın o an için nekahet döneminde dikkat edeceğe konulara odaklanmış olduğuna bağlar ve üzerinde durmaz.

         On gün sonra hasta kontrol filmleriyle birlikte yeniden doktorun ofisindedir. Bu kez tek başına yürüyerek gelmiştir. Doktor kontrol filmlerine bakar, hastanın ilk gelişindeki filmlerle   karşılaştırır ve yapmış olduğu ameliyatın başarıyla sonuçlandığını söyler.

         Yine, hastasından herhangi bir memnuniyet yanıtı gelmez.

         Doktor hastaya ''Ameliyat olmadan önceki şikâyetlerinin devam edip etmediğini ''sorar. Hasta sadece ameliyat sonrası takmak zorunda olduğu korsenin sıkı olmasından şikayet eder. Doktor '' Bu korseyi kısa bir süre için kullanılacağını, biraz gevşetmenin de  mümkün olduğunu, ne var ki artık buna gerek olmadığını çünkü, kendisi için yeni bir ameliyat planladığını'' söyler.

         Kendisiyle ilgili yeni bir ameliyat planı  duyan hasta şaşkınlık içinde doktora döner ve ''Neden? '' diye sorar. Doktor yanıt verir. '' Sizi sağlığınıza kavuşturmak için elimden geleni yaptım, tüm sonuçlar da sağlığınıza kavuşmuş olduğunuzu destekliyor. Bu gün buraya tek başınıza yürüyerek gelmeniz benim için büyük mutluluktu ve bu sevinci birlikte paylaşırız diye düşünmüştüm. Ancak siz bu süreçte geri bildirimlerinizi sadece olumsuz yönleriyle yaptınız, şikâyet sözlerinizin öncesine bir kez bile, teşekkür kelimesini eklemeyi denemediniz.  Elbette şikâyetlerinizi önemsiyorum. Ancak öncesinde sizden duyacağım teşekkür kelimesi,  şikâyetlerinizi giderebilmem için bana itici bir güç, bir motivasyon kaynağı idi. Madem şu anki sağlığınızdan memnun değilsiniz,  yeni bir operasyonla sizi eski halinize döndürmeye çalışacağım. Sanırım o halinizden daha memnundunuz(!)''

         Hasta doktorun sözleriyle şaşkına döner. '' Aynı eşim gibi konuştunuz'' der.'' O da benden bu konuda yakınır, hazırlamış olduğu yemeğe teşekkür etmeden önce tuzsuz olduğunu söylediğim için. Haklısınız, sağlığıma kavuştuğum halde bu konudaki emeğiniz için size teşekkür etmeyi ve tanrıya şükür etmeyi ihmal ettim. ''

         Sabahın erken saatleri olmasına rağmen cerrah kendini yorulmuş hisseder. Hastasının sözleri bitince gözü masasının üzerindeki takvime takılır.  On gün öncesinin kırmızı yıldız işaretine bakar dalgın gözlerle. Öğrenim yaşantısının ilk, okul toplantısına gelemediği için kapıda onu ağlayarak karşılayan yedi yaşındaki oğlunu düşünür, kapıdan sağlam adımlarla çıkan hastasının ardından bakarken...



Siz Geri Bildirimlerimizi Nasıl Veriyorsunuz?

1. Geri bildirim verirken önceliği detaylara verip,  konunun bütününü gözden kaçırdığınız oluyor mu?

a) evet                   b)  zaman zaman               c)  hayır

2. Geri bildirim verirken hemen her zaman yalnızca olumsuza mı odaklanırsınız?

a) evet                    b) zaman zaman                 c) hayır

3. Sizin için sarf edilmiş bir emeğin sonuç kısmı sizi çok tatmin etmese bile, emek kısmı  için teşekkür eder misiniz?

a) hayır                 b) zaman zaman                c)  evet

4. ''Teşekkür Ederim'' ifadesini günde kaç kez kullanırsınız

a) 2-3 defa ya da         b)  5-10 arası          c)  10 dan fazla daha az  

5. Sizden geri bildim istenen durumlarda, karşı tarafın bu işi tamamlamak için nelerden vazgeçtiğini ya da nasıl bir enerji sarf ettiğini  düşünür müsünüz?

a)hiç düşünmedim         b) zaman zaman düşünürüm          c) sıklıkla düşünürüm

6. Geri bildirimlerin, doğru  iletişim için önemini  yaşamınızda deneyimlediğiniz oldu mu?

a) Hiç olmadı           b) bir kaç kez                       c) sıklıkla

7.  Doğru kullanılan geri bildirim yönteminin sosyal yaşam alanlarındaki

 ( aile,iş,arkadaşlar vb. )  iletişim kazalarını engellediğini deneyimlediniz mi hiç?

a) Hiç           b) bir kaç kez                       c) sıklıkla

8. Geri bildirim tekniği olan ''Sandviç Tekniği'' 'ni duydunuz mu?

a) Hayır  duymadım  b) Duydum ama tekniği bilmiyorum   c) Duydum ve uyguluyorum



Yukarıdaki soruların 4 ya da daha fazlasına cevabınız a ve ya b şıkkı ise, İletişim konusunda kişisel gelişiminizi geliştirmek için Yaşam Koçu'ndan yardım almanızı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Farkındalığınızı Artıracak 5 Kişisel Gelişim Kitabı Bir Ömür Nasıl Yaşanır? – İlber Ortaylı “Kendimi geliştirmek istiyoru...